Ana içeriğe atla

Muhteşem Haftasonu

Cumartesi günü güzel güneşli bir güne uyandık derken, öğleye doğru çöken soğuk düşünmeye sevk etmişti bizi. Ama 13:30 da başlayacak olan Beşikdüzü-Keçiören maçına da gitmeliydik. Donacağımızı bile bile çıktık yola. Vakfıkebir stadında ki yerimizi aldıktan 5 dakika sonra maç başladı ve defansımızın sağlam oyununa ileri uç ayak uyduramayınca ilk yarı berabere bitti. Ta ki 70. Dakikada Tolga KARA sahneye çıkana kadar. Golü görmenin rahatlığı ve güzel oyunun verdiği güvene dayanarak Trabzonspor-Olin Edirne maçını izlemek için Yola koyulduk. Ancak şunu belirtmek isterim ki soğuktan donan kulaklarımızı ısıtmak bir yana içimizi ısıtacak bir bardak çaya neler vermezdik. Maalesef V.kebir stadında öyle bir imkan yok. Ama 1-0 da olsa kazanmak içimizi bir nebze ısıtmıştı.
Kendi aracımızla değil de  dolmuşla gitme kararıyla ne kadar yanlış yaptığımızı moloza inince anladık. Pelitliye gitmek için ya iki araç değiştirecektik ya da belediye otobüsünün hantallığına katlanacaktık ki ikinci seçenek daha mantıklı geldi. Ve nihayet Hayri Gür ‘deydik.  Biletlerimizi alıp içeri girmek için yönlendiğimizde iki küçük kapının açık olduğunu , birinden sadece bayanların içeri alındığını gördük. Kendimizi zorlada olsa içeri attığımız da ilk çeyreğin ortalarıydı. Gerek Sosyal medya da,  gerek Trabzonspor yönetimi tarafında yoğun bir şekilde maça çağrılan taraftarlar için bu maça gitmenin , özellikle ilçelerden gelenler için ne  kadar zor olduğunu belirtmekte yarar var. Artık o salonun dolmasını istiyorsanız ilçelerden de organizasyonlar yapılsın lütfen.  VİP  kapısından rahat bir şekilde girip diğer kapılar da ki sıkıntıyı görmeyen yönetime de bir sitem göndermek hakkımız olsa gerek. Biz Trabzonspor Basketi önemsiyoruz siz de  önemseyin artık.  Son saniyeler de de olsa kazanmanın verdiği mutlulukla salondan çıktığımızda hentbol takımının da kazandığını öğreniyoruz ve sevincimiz 3 e katlanıyor. Salona gidişi yazdım Beşikdüzü’ne dönüşü siz tahmin edin.
                Artık iş Pazar gününe kalmıştı. 1461’in Maçını izleyip 90+3 deki  golle seriyi 4’lediğimizde  aklımızda 2 soru vardı. 1.si hep son dakikalar ve saniyelerde özellikle güzel oyunlar sonucu zorlanarak gol atmak takımlarımızın kaderi miydi? 2. Si ise BJK maçında nasıl bir futbol izleyecektik.
                Açık söylemek gerekirse maç başlamadan aklımda ilk yarı gol yemezsek yenebiliriz  gibi karamsar bir düşünceyle izlemeye başladım. Bayanların tiz sesleri arasında maça konsantre olmak için uğraşırken , deplasman rekoru kıran taraftarlardan 1600 bayan ve çocukla bir rekor daha eklenmesi gurur veriyordu. Başlama düdüğü ile birlikte esmeye başlayan fırtına ilk 20 dakikada 4-0 yapabileceği müsabakanın ilk yarısı 0-0 bittiğinde,  güzel futbolla mest olmanın verdiği rahatlıkla alırız bu maçı dedirtti bizlere. 1-0 geriye düştüğümüzde kaçan gollere vahlanırken özellikle sosyal medyada Burak YILMAZ’a sallamalar başlamıştı bile. Ama gözümde kredisi sonsuz olan bu cesur yürekli insana kızmak bir kenara of bile demeye hakkımız yok. 4 şişe serum yediğini öğrendiğimiz Burak yine golünü yazıyordu mükemmel paslaşmalar eşliğinde. Colman içinde biriken hırsını haykırıyordu 2. Golü atarken.
Teknik taktik vesaire hiç önemli değil, mükemmel bir futbol resitalinin ardından zorda olsa atılan iki golle mest ettiler bizi. Bırakın kötü  oynamayı vasatın altında diyeceğimiz eleştireceğimiz bir yön bulamıyorum artık. Varsa da görmüyorum,duymuyorum,yazmıyorum. Bu oyun ayakta alkışlanır.
Maçtan sonraki iki açıklmaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Burak YILMAZ : Maçtan önce 4 şişe serum takıldı.
Giray KAÇAR   : Burnumuzda kirilsa oynariz kafamizda kirilsa oynariz biz bunu gecen senede gosterdik ondan oncede herkezin destegine ihtiyacimiz var
Onlar inanmış, bazen fütursuzca eleştirmek yerine “ NEDEN” İ doğru sorgulamak gerekmezmi? 
Son olarak şunu söylemek isterim ki;
Zaten adaletsizliği kol gezdiği ligimizde, hangi stada veya salona gidersek gidelim , taraftarı çileden çıkarak güvenlik ve girişte sorunlarla karşılaşıyoruz. Gelin diyorlar gidiyoruz ancak bize bir adım gelen yok. Ancak sizlere inat,
YİNEDE GİDECEĞİZ SEVDAMIZIN PEŞİNDEN
Kalın sağlıcakla….

Yorumlar

  1. Suat SOMUNCUOĞLU6 Mart 2012 00:09

    Psv maçında kombinemizdeki yerimize güvenlik gerekçesiyle oturtulmadık ve bizi oraya oturtmayan güvenliklerle tartışmaya başladık ama nedense bu sorunumuza karşılık karşımızda muhatap bulamadık. Güvenlik güçleri topu yönetime atıyorken bizleri ne bu olaydan haberdar eden nede derdimize çare olabilecek hiçbir yetkiliyi sahanın içerisinde görev yapan kişilere dahi ulaştığımız halde bulamadık ve maçtan sonraki gün 4 arkadaş durumumuzu belirten ve gereken çözümün ne olması gerektiği hakkında bilgi istediğimiz faksı kulübe çektiğimiz halde bizlere gelen cevap sadece takımın Hollanda'ya gidecek olmasından dolayı yöneticilerin şu anda birşey yapamayacak olduğu ve Hollanda dönüşü görüşüleceği yönündeydi ama halen bir cevap alamadık.
    Evet o maçtan sonraki gittiğimiz M.İdmanyurdu maçında yerimize oturabildik ama bu bizim ve bizim gibi mağdur durumda bırakılan taraftarların dertlerine çare olmuyor malesef. 2 yıldır bizleri soğuğa ve yağmur altında maç izlemeye vede üzerimize poşet geçirip maç seyretmeye mecbur eden bu yönetim anlayışı halen taraftar maça gelmiyor ve takımına sahip çıkmıyor diyebiliyorsa buna ancak yuh denebilir. İki sezondur artık kombine almayacağım yeter bu kadar eziyet dediğim halde halen alıp maça gidiyorsam bu bu kadar saçmalıklara rağmen içimizdeki Trabzonspor aşkının bütün bunların önüne geçmesinden olmasıdır.
    Bu olaya yorum imkanı tanıdığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Trabzonspor: İstanbul'un korkulu rüyası

Trabzonspor, Türkiye'nin en köklü ve başarılı futbol kulüplerinden biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan bu eşsiz takım, yıllar boyunca hem ulusal hem de uluslararası arenada büyük başarılara imza atmıştır. Trabzonspor, köklü tarihinden, tutkulu taraftarlarından ve özgün futbol anlayışından dolayı futbolseverlerin ilgisini her zaman üzerine çekmiştir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün etrafında dönen heyecan verici hikayeleri keşfedeceksiniz. SEO Meta Açıklaması: Trabzonspor, Türkiye'nin köklü futbol kulüplerinden biridir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün heyecan verici hikayelerini keşfedin. Giriş: Trabzonspor, Türk futbolunun önemli köşe taşlarından biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan kulüp, o günden bu yana büyük bir tutku ve özveriyle yoluna devam etmektedir. Trabzonspor'un tarihine baktığımızda, birçok unutulmaz anı, büyük zaferler ve efsanevi futbolcularla dolu bir geçmişle karşılaşıyoruz...

Bombacının Psikolojisi

Ülkemizde son günlerde artan terör olaylarında hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başlayalım satırlarımıza. Eli bir kez olsun silah tutmamış onlarca hayat bir hiç uğruna ve tek suçu o an oradan geçmek olan 37 can hayatını kaybetti Ankara’da. Ve sonrasında yaşanan İstanbul patlaması. Halkın psikolojisini bozmak ve tedirgin etme amacı güden bu eylemler Pazar akşamı oynanması gereken Galatasaray – Fenerbahçe maçının da ertelenmesine yol açtı. Güvenlik gerekçesiyle ertelenen bu karşılaşma – her ne kadar Fenerbahçe’nin maça saatler kala yaptığı açıklama kafaları karıştırsa da – yeter ki tek insanın burnu kanamasın, gerekirse bütün spor müsabakaları ertelensin dedirtse de, diğer taraftan terörün amacına ulaştığını düşünenlerin sayısı da az değil. Hangi düşünce ve psikoloji ile beline bomba bağlayıp insanların arasında kendini patlatır bir insanoğlu bunu bilemeyiz ve şahsen ben bilmek istemem. Allah bizi bu insanlık duygusunu kaybetmiş insanlardan korusun diyerek asıl konumuz ola...

Ofsayta düşmeyen ilçenin çocukları

Ofsaytta hiç düşmeyen bir ilçenin çocuklarıydık biz. Çünkü hiç bir zaman o kadar büyük bir sahamız olmadı. Yıllar geçti, biz büyüdük. Lise hayatını sonlandırmamızın üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti. Hâlâ havasını soluduğumuz ilçenin çocukları, yaşadıkları şehirde ofsaytta düşme şansını yakalayamadı. Antrenmanlarını ve maçlarını yapmak için komşu ilçelere gitmeye devam ediyorlar. Her seçim öncesi verilen stat sözleri, bir sonraki seçime kadar ağızlara alınmıyor nedense. Aslında Trabzon’un stadı olmayan tek ilçesi olma özelliğine sahip derenin çocukları, bunu bir marifet olarak saymıyorlar elbette. Şalpazarı’ndan bahsediyoruz, evet. Ben oraya ofsaytta düşmeyen çocukların diyarı diyorum. Başarının siyasiler tarafından paylaşıldığı, ancak başarıya giden yolda hep yalnız kalan şehrin çocukları. Dünya’nın en uç noktasındaki Ağasar Uşağı’nın aldığı başarıda koşa koşa fotoğraf çektirmeye gidenler, bu gençlerin ilçenin içinden de çıkabileceğini düşünemiyorlar nedense. Ya da farklı bir açıdan ba...