Ana içeriğe atla

HAVUZ PROBLEMLERİ

HAVUZ PROBLEMLERİ Okan Çıtlak 29.temmuz.2012 Havuz Başı Burma Burma Havuzdan çıkacakmış beyefendi. Topuk yaylasına havuz yaptırmayı mı unutmuş yoksa diye düşündüm en başta , 1 yıl boyunca havuzdan çıkarken fotoğraflarımı yayınlasın gazeteler diye bir fantezi kurmuş da olabilir ve bunun haberini veriyor olabilir diye de düşündüm bir ara. Ama olayın aslı öyle değil tabi ki. Keşke o amaçla kursaydı bu cümleyi daha hafif kaçardı güler geçerdik. Anadolu takımlarına aba altından sopa gösteriyor: "Beni destekleyin yoksa çıkarım havuzdan görürsünüz …" demeye getiriyor. Bu tehditle anlatmak istedikleri çok vahim olgular taşıyor. Demek ki aylardır Anadolu kulüplerinin susması,Kulüpler Birliği'nin toplanıp mahkeme salonuna dizilmesi , Fenerbahçe aleyhine tek bir kelime olumsuzluk sarf etmemelerinin altında bu tehditler yatıyor. Şimdi ki yeni tehdit de havuzdan çıkarım cümlesidir. Bu açıklamayı yaparken 4 takımın bu olaydan etkilenmeyeceğinin farkında. Bu 4 takım hiçbir geliri olmasa taraftarları sayesinde ayakta kalır. Ama Anadolu takımları yayın gelirine muhtaçtır. Eğer beyefendinin yaptığı tehdit tutarsa , bundan sonraki aşamada kendi tarafından açıklama yapmalarını da isteyecek diye düşünüyorum. Ve saf oluşturma çabalarının ilk adımı olarak görüyorum bu tehdidi. Ve şu soruyu sormak istiyorum: 17 takım bir havuzu 34 haftada dolduruyor. Havuzu boşaltan herhangi bir musluk da görülmüyor. Bu 17 musluktan 4 tanesi diğerlerine oranla 10 kat daha fazla dolduruyor. 17 musluktan 1 tanesini söküp çöpe attığımızda geriye kalan musluklar bu havuzu; a) Dolduramaz b) Ben bilmem başkanım bilir c) Doldurur d) Soru hatalı e) Hiçbiri BEN BÖYLE DÜŞÜNÜYORUM Aylardır suç kesin olduğu halde neden taraftarlarına yalan söylüyorlar ve onları yönlendiriyorlar diye düşünüyorum da iki neden bulabildim kendi aklım yettiğince. Bunlardan birisi borsada keriz silkeleme operasyonu adı verilen taraftara güven verip hisseleri almaları sağlanır,UEFA veya mahkeme açıklamaları sonrası düşen hisse senetlerini toplayarak yalan bir transfer veya UEFA haberi yayarak hisselerin yükselmesini sağlamak ve iyi bir karla küçük yatırımcıya satmak. Diğeri ise çok tehlikeli bir proje diye düşündüğüm Fenerbahçe patentli terör projesidir. Haksızlığa uğradıklarını ısrarla pompaladıkları taraftarlar, olumsuz bir karar sonrası ülkenin çeşitli yerlerinde terör estirecek ve bu olay bizi yönetenlerin otoritesini hem sarsacak hem de büyük bir oy kaybına neden olacak. Bu korku yüzündendir ki , ülkeye bağlılıkları sorgulanamayacak en kötü kararda bile askere ve polise el kaldırmayacak Trabzon halkı ve Trabzonspor taraftarının harcanması tercih edilmiştir. Yine susan, yine ülkesine ve milletine bağlı olanlar kaybetmek üzeredir. Maalesef ki; Vatan Millet Sakarya diyenler tarihin derinliklerinde kalmışlardır. Oy korkusu ile yapılan yanlışlar , milletin devlete olan güvenini zedelemiş hissi veriyor umarım yanılan ben olurum. Ama ben böyle düşünüyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Trabzonspor: İstanbul'un korkulu rüyası

Trabzonspor, Türkiye'nin en köklü ve başarılı futbol kulüplerinden biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan bu eşsiz takım, yıllar boyunca hem ulusal hem de uluslararası arenada büyük başarılara imza atmıştır. Trabzonspor, köklü tarihinden, tutkulu taraftarlarından ve özgün futbol anlayışından dolayı futbolseverlerin ilgisini her zaman üzerine çekmiştir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün etrafında dönen heyecan verici hikayeleri keşfedeceksiniz. SEO Meta Açıklaması: Trabzonspor, Türkiye'nin köklü futbol kulüplerinden biridir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün heyecan verici hikayelerini keşfedin. Giriş: Trabzonspor, Türk futbolunun önemli köşe taşlarından biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan kulüp, o günden bu yana büyük bir tutku ve özveriyle yoluna devam etmektedir. Trabzonspor'un tarihine baktığımızda, birçok unutulmaz anı, büyük zaferler ve efsanevi futbolcularla dolu bir geçmişle karşılaşıyoruz...

Bombacının Psikolojisi

Ülkemizde son günlerde artan terör olaylarında hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başlayalım satırlarımıza. Eli bir kez olsun silah tutmamış onlarca hayat bir hiç uğruna ve tek suçu o an oradan geçmek olan 37 can hayatını kaybetti Ankara’da. Ve sonrasında yaşanan İstanbul patlaması. Halkın psikolojisini bozmak ve tedirgin etme amacı güden bu eylemler Pazar akşamı oynanması gereken Galatasaray – Fenerbahçe maçının da ertelenmesine yol açtı. Güvenlik gerekçesiyle ertelenen bu karşılaşma – her ne kadar Fenerbahçe’nin maça saatler kala yaptığı açıklama kafaları karıştırsa da – yeter ki tek insanın burnu kanamasın, gerekirse bütün spor müsabakaları ertelensin dedirtse de, diğer taraftan terörün amacına ulaştığını düşünenlerin sayısı da az değil. Hangi düşünce ve psikoloji ile beline bomba bağlayıp insanların arasında kendini patlatır bir insanoğlu bunu bilemeyiz ve şahsen ben bilmek istemem. Allah bizi bu insanlık duygusunu kaybetmiş insanlardan korusun diyerek asıl konumuz ola...

Ofsayta düşmeyen ilçenin çocukları

Ofsaytta hiç düşmeyen bir ilçenin çocuklarıydık biz. Çünkü hiç bir zaman o kadar büyük bir sahamız olmadı. Yıllar geçti, biz büyüdük. Lise hayatını sonlandırmamızın üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti. Hâlâ havasını soluduğumuz ilçenin çocukları, yaşadıkları şehirde ofsaytta düşme şansını yakalayamadı. Antrenmanlarını ve maçlarını yapmak için komşu ilçelere gitmeye devam ediyorlar. Her seçim öncesi verilen stat sözleri, bir sonraki seçime kadar ağızlara alınmıyor nedense. Aslında Trabzon’un stadı olmayan tek ilçesi olma özelliğine sahip derenin çocukları, bunu bir marifet olarak saymıyorlar elbette. Şalpazarı’ndan bahsediyoruz, evet. Ben oraya ofsaytta düşmeyen çocukların diyarı diyorum. Başarının siyasiler tarafından paylaşıldığı, ancak başarıya giden yolda hep yalnız kalan şehrin çocukları. Dünya’nın en uç noktasındaki Ağasar Uşağı’nın aldığı başarıda koşa koşa fotoğraf çektirmeye gidenler, bu gençlerin ilçenin içinden de çıkabileceğini düşünemiyorlar nedense. Ya da farklı bir açıdan ba...