Ana içeriğe atla

Aman Dikkat Diyoruz(Haddimiz olmayarak)

Pazar günü çok önemli bir müsabakaya çıkacak  Trabzonsporumuz.
Neye göre, kime göre önemli.
Şike sürecinde bize çamur atmaya çalışan takıma karşı bir mücadele olduğu için mi?
Yoksa süper final grubu öncesi rakibimizden birine 1,5 puan daha yaklaşma şansı yakaladığı için mi?
Kime göre ? Neye Göre?
Gördüğümüz tabloya göre puan falan kimsenin umurunda değil.
Günler öncesinden başlayan fener Trabzon’a nasıl gelecek söylemleri ve protesto için arayışlar maça ne gözle bakıldığının göstergesi.
Ancak bir oyunun devam ettiği konusunda bazı endişelerim var.
Bunların nedenlerini paylaşayım sizinle.
1.Trabzon – Gs maçında sayın Çakır’ın maçı berabere bitirme çabası ve bunu başarması, bu maçı puansal olarak daha kritik hale getirmiştir.
2.fenerbahçe yönetiminin ilave güvenlik önlemleri istemesi tamamen ortamı germeye yöneliktir.
3.Başkanları AY son duruşmadaki performansı ile Trabzonspor ile ilgili olan söylemlerini daha da artırmış, daha önceki duruşmalarda ağzına bile almadığı ifadeleri bu maç öncesi, üstelik düello ya davet ederek sertleştirmesi yine bu maç öncesi provakasyonlardan bir tanesidir.
Yukarıda saydığım maddeler çıplak gözle yaptığımız tespitlerdir. Belki hayalcilik, belki değil ama bazı şeyler üst üste geldimi bu cümleler çıkıyor sonuç itibariyle.
Bunlarla bitecek mi? Tabii ki hayır. Pazara daha çok var neler olacak daha neler…
Ortada bir geçek varsa “Şampiyonluğu bir çakıl taşıyla aldım” söylemine sahip Fenerbahçe zihniyetinde bir değişme yok hâlâ , o yüzdendir ki aman sakin olalım demek geçiyor içimden.
Sakinlikten kastım susmak oturmak değildir elbette.
Sosyal medyada güzel öneriler de var mesela.
Kazım Koyuncu maskesi takılması,metris türküsünün çalınması veya hep bir ağızdan söylenmesi gibi tepkiler bir yerlere mesaj verecektir,anlamazlarsa zaten ne yaparsanız yapın anlamazlar. Çünkü bunlar “günahların takımı” pankartına tepki veren ama 61. dakikadaki küfürleri duymayan insanlardır.
Son bir kez aman dikkat diyorum haddim olmayarak, ortamın gerilmesine izin verip ne maçı verelim ne de süper final gurubu öncesi sahamızı kapattıralım.
Kalın sağlıcakla….

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Trabzonspor: İstanbul'un korkulu rüyası

Trabzonspor, Türkiye'nin en köklü ve başarılı futbol kulüplerinden biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan bu eşsiz takım, yıllar boyunca hem ulusal hem de uluslararası arenada büyük başarılara imza atmıştır. Trabzonspor, köklü tarihinden, tutkulu taraftarlarından ve özgün futbol anlayışından dolayı futbolseverlerin ilgisini her zaman üzerine çekmiştir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün etrafında dönen heyecan verici hikayeleri keşfedeceksiniz. SEO Meta Açıklaması: Trabzonspor, Türkiye'nin köklü futbol kulüplerinden biridir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün heyecan verici hikayelerini keşfedin. Giriş: Trabzonspor, Türk futbolunun önemli köşe taşlarından biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan kulüp, o günden bu yana büyük bir tutku ve özveriyle yoluna devam etmektedir. Trabzonspor'un tarihine baktığımızda, birçok unutulmaz anı, büyük zaferler ve efsanevi futbolcularla dolu bir geçmişle karşılaşıyoruz...

Bombacının Psikolojisi

Ülkemizde son günlerde artan terör olaylarında hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başlayalım satırlarımıza. Eli bir kez olsun silah tutmamış onlarca hayat bir hiç uğruna ve tek suçu o an oradan geçmek olan 37 can hayatını kaybetti Ankara’da. Ve sonrasında yaşanan İstanbul patlaması. Halkın psikolojisini bozmak ve tedirgin etme amacı güden bu eylemler Pazar akşamı oynanması gereken Galatasaray – Fenerbahçe maçının da ertelenmesine yol açtı. Güvenlik gerekçesiyle ertelenen bu karşılaşma – her ne kadar Fenerbahçe’nin maça saatler kala yaptığı açıklama kafaları karıştırsa da – yeter ki tek insanın burnu kanamasın, gerekirse bütün spor müsabakaları ertelensin dedirtse de, diğer taraftan terörün amacına ulaştığını düşünenlerin sayısı da az değil. Hangi düşünce ve psikoloji ile beline bomba bağlayıp insanların arasında kendini patlatır bir insanoğlu bunu bilemeyiz ve şahsen ben bilmek istemem. Allah bizi bu insanlık duygusunu kaybetmiş insanlardan korusun diyerek asıl konumuz ola...

Ofsayta düşmeyen ilçenin çocukları

Ofsaytta hiç düşmeyen bir ilçenin çocuklarıydık biz. Çünkü hiç bir zaman o kadar büyük bir sahamız olmadı. Yıllar geçti, biz büyüdük. Lise hayatını sonlandırmamızın üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti. Hâlâ havasını soluduğumuz ilçenin çocukları, yaşadıkları şehirde ofsaytta düşme şansını yakalayamadı. Antrenmanlarını ve maçlarını yapmak için komşu ilçelere gitmeye devam ediyorlar. Her seçim öncesi verilen stat sözleri, bir sonraki seçime kadar ağızlara alınmıyor nedense. Aslında Trabzon’un stadı olmayan tek ilçesi olma özelliğine sahip derenin çocukları, bunu bir marifet olarak saymıyorlar elbette. Şalpazarı’ndan bahsediyoruz, evet. Ben oraya ofsaytta düşmeyen çocukların diyarı diyorum. Başarının siyasiler tarafından paylaşıldığı, ancak başarıya giden yolda hep yalnız kalan şehrin çocukları. Dünya’nın en uç noktasındaki Ağasar Uşağı’nın aldığı başarıda koşa koşa fotoğraf çektirmeye gidenler, bu gençlerin ilçenin içinden de çıkabileceğini düşünemiyorlar nedense. Ya da farklı bir açıdan ba...