Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Trabzonspor: İstanbul'un korkulu rüyası

Trabzonspor, Türkiye'nin en köklü ve başarılı futbol kulüplerinden biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan bu eşsiz takım, yıllar boyunca hem ulusal hem de uluslararası arenada büyük başarılara imza atmıştır. Trabzonspor, köklü tarihinden, tutkulu taraftarlarından ve özgün futbol anlayışından dolayı futbolseverlerin ilgisini her zaman üzerine çekmiştir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün etrafında dönen heyecan verici hikayeleri keşfedeceksiniz. SEO Meta Açıklaması: Trabzonspor, Türkiye'nin köklü futbol kulüplerinden biridir. Bu makalede, Trabzonspor'un tarihini, başarılarını ve kulübün heyecan verici hikayelerini keşfedin. Giriş: Trabzonspor, Türk futbolunun önemli köşe taşlarından biridir. 1967 yılında Trabzon'da kurulan kulüp, o günden bu yana büyük bir tutku ve özveriyle yoluna devam etmektedir. Trabzonspor'un tarihine baktığımızda, birçok unutulmaz anı, büyük zaferler ve efsanevi futbolcularla dolu bir geçmişle karşılaşıyoruz
En son yayınlar

Ofsayta düşmeyen ilçenin çocukları

Ofsaytta hiç düşmeyen bir ilçenin çocuklarıydık biz. Çünkü hiç bir zaman o kadar büyük bir sahamız olmadı. Yıllar geçti, biz büyüdük. Lise hayatını sonlandırmamızın üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti. Hâlâ havasını soluduğumuz ilçenin çocukları, yaşadıkları şehirde ofsaytta düşme şansını yakalayamadı. Antrenmanlarını ve maçlarını yapmak için komşu ilçelere gitmeye devam ediyorlar. Her seçim öncesi verilen stat sözleri, bir sonraki seçime kadar ağızlara alınmıyor nedense. Aslında Trabzon’un stadı olmayan tek ilçesi olma özelliğine sahip derenin çocukları, bunu bir marifet olarak saymıyorlar elbette. Şalpazarı’ndan bahsediyoruz, evet. Ben oraya ofsaytta düşmeyen çocukların diyarı diyorum. Başarının siyasiler tarafından paylaşıldığı, ancak başarıya giden yolda hep yalnız kalan şehrin çocukları. Dünya’nın en uç noktasındaki Ağasar Uşağı’nın aldığı başarıda koşa koşa fotoğraf çektirmeye gidenler, bu gençlerin ilçenin içinden de çıkabileceğini düşünemiyorlar nedense. Ya da farklı bir açıdan ba

Allah’ını Seven Fedakârlık Yapmasın

Trabzonspor’a kim geldiyse, kim oynadıysa, kim yönettiyse hepsi fedakârlıktan bahsetti. Neymiş efendim “Terlettiğim kutsal forma” falan. “Trabzonspor için ölürüm” deyip, ilk fırsatta İstanbul’a kaçanı da gördük. “Trabzon’un çocuğuyum” deyip parası için TFF’ye koşanı da. Delikanlılık gösterisi yapıp, oynadığı mevkide Türkiye’nin en fazla ücretini alanını da. Saha dışında da durum farklı değil. Tribünde bağıran da kendine pay biçti. İki gün Yöneticilik yapan da. Gazetecilik yapan da. Hep bir fedakârlık şarkısı, hep bir ben verdim ama almadım safsatası. Sonra ne mi oldu? Herkes birbirine düştü. En çok ben feda ettim. En çok benim dediğim olmalı fıkrası. Örnekler çok olsa da bu kadarı bile yeter sanırım. Bir “Yahu!” çekesi geliyor insanın. Ne olduysa, neden olduysa, ne geldiyse başımıza bu yüzden geldi. Oysa fedakârlık yerine herkes işini yapsaydı. Sistem daha güzel işlerdi. İşini yapan karşılığını ay sonu banka hesabından alırdı, kurtarırdık ama fedakârlık dedikleri şeyin karşılığını öde

Bombacının Psikolojisi

Ülkemizde son günlerde artan terör olaylarında hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başlayalım satırlarımıza. Eli bir kez olsun silah tutmamış onlarca hayat bir hiç uğruna ve tek suçu o an oradan geçmek olan 37 can hayatını kaybetti Ankara’da. Ve sonrasında yaşanan İstanbul patlaması. Halkın psikolojisini bozmak ve tedirgin etme amacı güden bu eylemler Pazar akşamı oynanması gereken Galatasaray – Fenerbahçe maçının da ertelenmesine yol açtı. Güvenlik gerekçesiyle ertelenen bu karşılaşma – her ne kadar Fenerbahçe’nin maça saatler kala yaptığı açıklama kafaları karıştırsa da – yeter ki tek insanın burnu kanamasın, gerekirse bütün spor müsabakaları ertelensin dedirtse de, diğer taraftan terörün amacına ulaştığını düşünenlerin sayısı da az değil. Hangi düşünce ve psikoloji ile beline bomba bağlayıp insanların arasında kendini patlatır bir insanoğlu bunu bilemeyiz ve şahsen ben bilmek istemem. Allah bizi bu insanlık duygusunu kaybetmiş insanlardan korusun diyerek asıl konumuz ola

Ne Olursan Ol Önce İnsan Ol

Karaman'da babasına "Çocuğunu kurtaramayız zaten ölü geldi" diyen vicdan yoksunu doktor haberini okuyunca başımızdan geçen olaylar gözümüzün önüne geliyor haliyle Bundan yaklaşık 1 buçuk yıl önce Bir zamanlar adı Karadeniz Hastanesi olan şimdilerde Medical Park'ın satın aldığı hastanede görev yapan Hülya Çiçek isimli doktorun çocuğumuzun doğumuna 15 gün kala gittiğimiz kontrollerde "kalp atışları zayıf geliyor aç geldin herhalde bir sıkıntı yok" dedikten 1 gün sonra çocuğu anne karnında kaybetmiştik. O sırada hastanede bulunmayan doktoru aradığımda "Bunlar normal şeyler, ben de 3 ay önce annemi kaybettim" cevabını aldığımda iyi ki hastanede yoktu. Şuan 3. sayfalık bir haberin konusu olarak başka yerlerde olabilirdim. Ha daha sonra malum doktorun bu tarz bir çok vakası olduğunu duyduk ama elimizden birşey gelmedi. Hep gözümün önüne "kalp atışları yavaş" lafı gelir ve tekrar kontrol için ısrar etmemenin pişmanlığını yaşarım hep. Demem o k

HAVUZ PROBLEMLERİ

HAVUZ PROBLEMLERİ Okan Çıtlak 29.temmuz.2012 Havuz Başı Burma Burma Havuzdan çıkacakmış beyefendi. Topuk yaylasına havuz yaptırmayı mı unutmuş yoksa diye düşündüm en başta , 1 yıl boyunca havuzdan çıkarken fotoğraflarımı yayınlasın gazeteler diye bir fantezi kurmuş da olabilir ve bunun haberini veriyor olabilir diye de düşündüm bir ara. Ama olayın aslı öyle değil tabi ki. Keşke o amaçla kursaydı bu cümleyi daha hafif kaçardı güler geçerdik. Anadolu takımlarına aba altından sopa gösteriyor: "Beni destekleyin yoksa çıkarım havuzdan görürsünüz …" demeye getiriyor. Bu tehditle anlatmak istedikleri çok vahim olgular taşıyor. Demek ki aylardır Anadolu kulüplerinin susması,Kulüpler Birliği'nin toplanıp mahkeme salonuna dizilmesi , Fenerbahçe aleyhine tek bir kelime olumsuzluk sarf etmemelerinin altında bu tehditler yatıyor. Şimdi ki yeni tehdit de havuzdan çıkarım cümlesidir. Bu açıklamayı yaparken 4 takımın bu olaydan etkilenmeyeceğinin farkında. Bu 4 takım hiçbir geliri

Zorunuza Gitmiyor mu?

Zorunuza Gitmiyor mu? Ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Şike sürecinde çok güzel bir Brezilya dizisi izliyoruz değil mi? Kanunlar değişiyor… Yönetmelikler değişiyor… Sahaya yansımış,yansımamış… Çıkış yolu aranıyor gözlerimizin içine baka baka… “Suç var suçlu yok” diyor Şenol Güneş , Ne kadar da özetliyor konuyu… Hırsızlık sabit... Suçun niteliği değiştiriliyor,niceliği değiştiriliyor… Birde bakıyoruz ki suçsuzlar suçlu hale dönüşüyor… Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler bağırıyor şimdi… TFF istifa… Nerdeydiniz ki şimdiye kadar… Bu Hırsızlık sadece Trabzonspor’a yapılmış gibi… Başınıza gelince bağırmaya başladınız… Açıklamalar , sözlü ve yazılı ortalığa döküldü… Ne oldu yılan dokundu size dimi… Dokunur daha da dokunacak, daha da beter olacak… Bir gecede kanun değişiyor ülkemde… Golf oynarken hırsız kurtarma konuşuluyor… 58,105,106 Çok şükür sahaya yansımadı… Yansısa da ceza yok… Ertele, böl, parçala… Şike yapın cezası yok nasıl olsa… Asıl merak ettiğim sevgili halkım… Zorunuz