Ofsaytta hiç düşmeyen bir ilçenin çocuklarıydık biz. Çünkü hiç bir zaman o kadar büyük bir sahamız olmadı.
Yıllar geçti, biz büyüdük. Lise hayatını sonlandırmamızın üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti. Hâlâ havasını soluduğumuz ilçenin çocukları, yaşadıkları şehirde ofsaytta düşme şansını yakalayamadı. Antrenmanlarını ve maçlarını yapmak için komşu ilçelere gitmeye devam ediyorlar. Her seçim öncesi verilen stat sözleri, bir sonraki seçime kadar ağızlara alınmıyor nedense. Aslında Trabzon’un stadı olmayan tek ilçesi olma özelliğine sahip derenin çocukları, bunu bir marifet olarak saymıyorlar elbette.
Şalpazarı’ndan bahsediyoruz, evet. Ben oraya ofsaytta düşmeyen çocukların diyarı diyorum. Başarının siyasiler tarafından paylaşıldığı, ancak başarıya giden yolda hep yalnız kalan şehrin çocukları. Dünya’nın en uç noktasındaki Ağasar Uşağı’nın aldığı başarıda koşa koşa fotoğraf çektirmeye gidenler, bu gençlerin ilçenin içinden de çıkabileceğini düşünemiyorlar nedense. Ya da farklı bir açıdan bakarsak, ilçeden göç edenlerin dışarıda buldukları fırsatlarda neler yaptığını görerek, bunu içe aktarmıyorlar.
Belki bana kızacak bir kısım, belki de “tek derdimiz bu mu?” diyecek. Ama sportif başarıların en büyük reklam olduğunu düşünürsek, yalnız ve dağlar arasında kalmış bir ilçe olmaktan bizi kurtaracak ender yöntemlerden biridir spor ve bunun en popüleri futbol. Ancak siz bunu turizm veya başka bir yöntemle başaracaksınız. Tek diyeceğim “O da olur!”
Yaşı müsait olanlar, Şalpazarı Lisesi voleybol takımının 1970’li yıllarda önce Trabzon, ardından da Karadeniz Şampiyonu olduğunu hatırlayacaklardır. Tabii dağların arasında kaybolmuş bu ilçemizin –o zaman ilçe değil nahiyeydi- adını sanını Trabzon’un bu vesileyle öğrenmiş olduğunu da. Dönemin şartlarını bilenler, bunun ne kadar olağanüstü bir başarı olduğunun ve o günlerde Şalpazarı’na nasıl bir hava getirdiğinin de idrakindelerdir. Başarının mimarı rahmetli öğretmen Ali Osman Şirin’in öğrencileri halen hayatta ve kendisi için “bize voleybol vasıtasıyla özgüven aşılamıştı” diyorlar.
Bugün iletişim imkânları çok daha fazla ve Şalpazarı’nın elde edeceği sportif başarılar, ilçenin makûs talihini yenme konusunda çok daha fazla katkıda bulunacaktır. Deresine kaçan toplarımızın hatırına, Ağasar uşağı da kendi ilçesinde ofsaytta düşsün, rakip savunmayı çizgi halinde yakalasın ve rakip defasın arkasına uzun toplar atsın.
Kalın Sağlıcakla.

Şalpazarı’ndan bahsediyoruz, evet. Ben oraya ofsaytta düşmeyen çocukların diyarı diyorum. Başarının siyasiler tarafından paylaşıldığı, ancak başarıya giden yolda hep yalnız kalan şehrin çocukları. Dünya’nın en uç noktasındaki Ağasar Uşağı’nın aldığı başarıda koşa koşa fotoğraf çektirmeye gidenler, bu gençlerin ilçenin içinden de çıkabileceğini düşünemiyorlar nedense. Ya da farklı bir açıdan bakarsak, ilçeden göç edenlerin dışarıda buldukları fırsatlarda neler yaptığını görerek, bunu içe aktarmıyorlar.
Belki bana kızacak bir kısım, belki de “tek derdimiz bu mu?” diyecek. Ama sportif başarıların en büyük reklam olduğunu düşünürsek, yalnız ve dağlar arasında kalmış bir ilçe olmaktan bizi kurtaracak ender yöntemlerden biridir spor ve bunun en popüleri futbol. Ancak siz bunu turizm veya başka bir yöntemle başaracaksınız. Tek diyeceğim “O da olur!”
Yaşı müsait olanlar, Şalpazarı Lisesi voleybol takımının 1970’li yıllarda önce Trabzon, ardından da Karadeniz Şampiyonu olduğunu hatırlayacaklardır. Tabii dağların arasında kaybolmuş bu ilçemizin –o zaman ilçe değil nahiyeydi- adını sanını Trabzon’un bu vesileyle öğrenmiş olduğunu da. Dönemin şartlarını bilenler, bunun ne kadar olağanüstü bir başarı olduğunun ve o günlerde Şalpazarı’na nasıl bir hava getirdiğinin de idrakindelerdir. Başarının mimarı rahmetli öğretmen Ali Osman Şirin’in öğrencileri halen hayatta ve kendisi için “bize voleybol vasıtasıyla özgüven aşılamıştı” diyorlar.
Bugün iletişim imkânları çok daha fazla ve Şalpazarı’nın elde edeceği sportif başarılar, ilçenin makûs talihini yenme konusunda çok daha fazla katkıda bulunacaktır. Deresine kaçan toplarımızın hatırına, Ağasar uşağı da kendi ilçesinde ofsaytta düşsün, rakip savunmayı çizgi halinde yakalasın ve rakip defasın arkasına uzun toplar atsın.
Kalın Sağlıcakla.
Yorumlar
Yorum Gönder